Tablo bittiğinde Osman Hamdi başyapıtına baktığını hemen anladı. Sonuçtan hayli memnundu. Ama resmi görenler tabloda ne anlatıldığını anlamakta zorlanmışlardı. Birbirlerine kaplumbağa terbiyecisi diye eski bir mesleğin olup olmadığını soruyorlardı. En okumuş yazmışlar bile böyle bir meslekten söz edildiğini hiç duymamışlardı. Nerede çalışırlardı bu adamlar? Sirklerde mi? Yoksa saray bahçesinde mi? Kimse bilmiyordu. Osman Hamdi de hayatı boyunca kimsenin bilmediği meslekler yapmıştı. Ressam olmuştu en başta. Sonra müze müdürü. Bir arkeolog. Ardından da güzel sanatlar akademisi müdürü. Onun kaplumbağa terbiyecisinden bir farkı yoktu aslında!

Kaplumbağa Terbiyecisi, -Osman Hamdi Bey’in Romanı- çok çalışmış ve bu topraklara aydınlama düşüncesinin tohumlarını serpmiş bir adamın hayatını son derece açık ve akıcı bir dille anlatıyor.

‘’Efsanenin dediği gibi bu dünyada her insana bir yıldız hükmediyorsa parlak olmayan benimki, muhakkak ki kayan bir yıldızdır.‘’(Sayfa 73)

‘’Sanattan mahrum millet medeni sayılmaz.’’ (Sayfa 101)

‘’Zaman tüm yaraların ilacıydı gerçi ama günler sanki daha bir yavaş geçiyordu artık. Anlamsızlık duygusu kaplamıştı tüm benliğini. Yok olup gitme karşısında kendini biçare hissediyordu tüm insanlar gibi. ‘’(Sayfa 264)

‘’Yeni bir çağ başlamıştı. Ama geleceğe umutla bakabilmek için hiçbir neden yoktu.’’ (Sayfa 291)

 

Yazar Hakkında :

Emre Caner, 1976 yılında Bakırköy’de doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Eğitim Bilimleri öğrenimi gördü. Piyasayla arasındaki ten uyuşmazlığı nedeniyle bol bol istifa etti.En sonunda şirket denen garip şeyin patolojik bir vaka olduğuna kanaat getirip, sadece okuryazarlıkla meşgul olmayı seçti.

 

Kitap ile Sohbet – Oyuncak Müzesi , 2.Sezon

 

Kitap Adı : Kaplumbağa Terbiyecisi

Yazar : Emre Caner

Yayınevi : Kapı Yayınları

Baskı Yılı: Nisan 2008

Ülke : Türkiye

Tür : Roman

Sayfa : 342

Bir Yorum Yaz

WhatsApp chat