19. yüzyıl başlarında, çalışkan modern insan idealinden önce, Rusya’nın köle sahibi kırsal soylu sınıfı tarafından aylaklık hâlâ makul ve değerli bir amaç olarak görülürken Oblomov vardı. Miskin, dikkatsiz, meraksız, düş kurma ve oyalanmaya düşkün Oblomov… Yine de ona hayran olmamak imkânsız. Hayatın hep dışında ve uzağında kalan Oblomov, okurların gözünden asla kaçmayacak, gitgide insana dair belli bir durumu tanımlamanın adı haline gelecek, hatta Lenin, Bolşevik devriminden sonra “hâlâ içimizde yaşayan Oblomovlar”dan yakınacaktı…

“Zamanı saatlerle, dakikalarla değil, güneşin doğup batmasıyla değil, onunla ölçüyordum: ”Onu gördüm – görmedim, göreceğim – görmeyeceğim, gelecek – gelmeyecek..”

“Toplum! Senin beni bu adamların içine götürmen, onlardan iyice nefret etmem için herhalde.”
“Gençlik döneminde insan her gördüğünü dost sanır, her rastladığı kadına aşık olur, hemen evlenmeye kalkar, bazen de evlenip
ömrü boyunca pişmanlık çeker.”
“Yiyorum, içiyorum, uyuyorum, gezmeye çıkıyorum. Ama birden keyfim kaçıyor.Bir boşluk duyuyorum…”
“Ben gelecek için değil, geçmiş için ağlıyorum. Ağlayan ben değilim. Hatıralarım ağlıyor.”
Yazar Hakkında
İvan Gonçarov (1812-1891): Rusya’nın 19. yüzyılda yetiştirdiği en önemli romancılardan biridir. Yazarın “Oblomov’un Rüyası” adlı bölümü ilk kez 1849’da bir dergide yayımlanan ikinci romanı Oblomov’sa (1857), yalnız Rusya’da büyük bir etki yaratmakla kalmamış, dünya edebiyatına da son yüz elli yıldır hem trajikomik bir karakter hem de adıyla özdeşleşmiş bir insanlık durumu kazandırmıştır.
Kitap ile Sohbet İzmir, 2.Sezon

Kitap: Oblomov

Yazar: İvan Aleksandroviç Gonçarov

Yayınevi: T.İş Bankası Kültür Yayınları

Baskı Yılı: 2006

Sayfa Sayısı: 632

Çevirmen : Sabahattin Eyüboğlu, Erol Güney

Ülke: Rusya

Tür: Roman

Bir Yorum Yaz

WhatsApp chat