Son Ada, Zülfü Livaneli‘nin yazdığı alegorik (sözcüklerle resim yapma) bir romanıdır. 2008 yılında yayımlanan roman, 2009 yılı Orhan Kemal Roman Armağanı‘nı kazandı. Tahsin Yücel başkanlığındaki Seçici Kurul, “toplumsal sorunlara gerçekçi yaklaşımını fantastik bir anlatımla yansıtmadaki başarısı nedeniyle” romanı bu ödüle değer gördüğünü açıkladı.
Son Ada’nın adsız anlatıcısı, adını kendisinin koyduğu bu yeri “son sığınak, son insani köşe” olarak niteliyor. Anlattığı, nerdeyse bir ütopya: “Herkes elinden geldiği kadarını, içinden geldiği kadarını yapıyordu.” Ancak bu durum uzun sürmez: Ülkenin darbeci başkanının emekliliğini huzur içinde geçirmek için adaya yerleşmesi, bu cennet adada yaşayanların huzurunu kaçıracaktır.
Ütopya tam bir distopyaya dönüşürken, başta martılar, bu gidişe başkaldıranlar da vardır…
“Edebiyatta görkemli bir söz vardır, büyük kapıdan girmek. Bu, büyük bir eserin yazarı demek.
Zülfü büyük kapıdan bu romanıyla girmiştir.” Yaşar KEMAL
“Siyasetle ilgin olmadığını biliyorum ama yaşadığın dünyaya gözlerini bu kadar kapatmaya hakkın yok.” (sayfa-35)
“Güçlünün tek bir isteği vardır: daha fazla güç! ” (sayfa-72)
“Şiirler silahtan güçlüdür!” (sayfa-85)
“Bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur.” (sayfa 111)
“Ahmaklardan kaçıyorum… çünkü onlarla baş edemem.” (sayfa 127)
“Ona çok acıyordum, hiç mi âşık olmamıştı acaba, sevdiği biri yok muydu?” ( sayfa-134)
Yalın ve anlaşılır anlatımı ile okunası bir Zülfü Livaneli romanı daha. Keyifli okumalar dilerim.
Yazar Hakkında: Zülfü Livaneli, (d. 20 Haziran 1946, Ilgın), Türk müzisyen, senarist, politikacı, yazar ve yönetmen. Romanları 40 dilde yayımlanan Livaneli, Ankara’da Maarif Koleji’nde okudu, Stockholm’de felsefe ve müzik eğitimi gördü. 1972 yılında fikirlerinden dolayı askeri cezaevinde yattı, 11 yıl sürgünde yaşadı.
Detaylı bilgi için: http://www.livaneli.gen.tr
Kitap ile Sohbet-İstanbul Oyuncak Müzesi-2008-1.Sezon
Kitap: Son Ada
Yazar: Ömer Zülfü Livaneli
Yayınevi: Doğan Kitap (İlk Baskı- 2008-Remzi Kitabevi-185 sayfa)
Baskı Yılı: 2013
Sayfa Sayısı: 196
Ülke: Türkiye
Tür: Roman
5 Comments
“Bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur.”
Son Ada, Zülfü Livaneli
Mutlaka okunması gereken kitaplardan biridir.
Bu kitap bir kez daha düşündürüyor bizi dünyamız üzerine, onca yaşanılan olaylar üzerine… Son Ada’nın adsız anlatıcısı, son sığınak, son insani köşe olarak niteliyor yaşadığı o eşşiz adayı.
Böyle bir ada düşlüyorsun kendine yaşamak için dünyam keşke böyle olsa diyorsun…
Ancak bencillik, ego, güç, hırs yine ele geçiriyor iyiliği… .
şöyle diyor kitapta :”zemheri soğuğunda, serçe ile yavrusu bir dala konmuş. Biraz sonra bıyıkları buz tutmuş ve gözleri soğuktan yaş içinde bir avcının yaklaştığını görmüşler. Serçe yavrusu, “Bak anne,” demiş. “ne kadar merhametli bir adam, gözleri yaş içinde” Anne yavrusunu ses çıkarmaması için uyarmış, “Sen onun gözündeki yaşa değil, elindeki kana bak!”…
Ben inanıyorum: “dünyayı güzellik ve iyilik kurtaracak!” İyilikten ve güzellikten vazgeçmeyenlerin olacak elbet güzel günler.
Sevgi ve iyilik kaplasın tüm dünyayı.
Keyifli okumalar dilerim. .
Zülfü Livaneli’nin okuduğum ilk kitabı Son Ada. Kesinlikle son olmayacak. Kitabı okurken Sineklerin Tanrısı, 1984, Karanlığın Yüreği gibi klasiklerden farkı olmadığını hissettim. Ütopya’yı Distopya’ya nasıl çevirdiğimizi…Hangi milletten olursak olalım hangi coğrafyaya doğmuş olmuş olalım insanlık hep aynı sınavdan geçiyor. İyilik güzellik doğa ve inanç…Hepsinden geçtiğimizden geriye bir tek şey kalıyor; o da utanç! Keyifli okumalar.
Zülfü Livaneli; kitapları birçok dile çevrilen, besteleri önemli senfoni orkestraları tarafından icra edilmiş, senaryosunu yazıp ayrıca müziklerini yaptığı çok değerli filmlere imza atmış, ülkemizin yüz akı önemli sanatçılarından. Son Ada kitabı ise her coğrafyada, her çağda, her toplumda birilerine kendi dünyasından bir şeyler hatırlatacak bir baş yapıt.
”Eşitlik, dostluk, demokrasi…bunlar hep zayıfların uydurduğu saçmalıklar. Çünkü onların yaşayabilmek için bu gibi kavramlara ihtiyacı var. Güçlünün ise bir tek isteği vardır: Daha fazla güç!”
Dünyamız sahiden bu düzende mi dönüyor? Bir gün tersine döneceğine dair umudumuz hala var.
Son Ada’yı bu sezon Büyükçekmece grubunda işlemiştik. İnsanlık adına evrensel konuları tartıştığımız sohbetimizde; otoriteye kayıtsız şartsız boyun eğmenin, doğayla savaşmanın, medeniyet kavramı altında insan varlığının nasıl yıkıcı etkileri olacağını bir kez daha idrak ettik. Ve kitaplardaki martılardan aldık dersimizi…
“Biz boyun eğdiğimiz ve adım adım içine sürüklendiğimiz zulmün ne kadar kötüleşeceğini tahmin edemediğimiz için yenilmiştik. Daha o ağaçlar kesildiği, bakkalın masum oğlu dövüldüğü zaman ses çıkarmalı, başkaldırmalıydık. Bunu yapamamıştık. Başkan’ın attığı her adımı büyük bir saflıkla kabul etmiştik. Martılar ise karşı koydukları ve uzlaşmadıkları için kazanmıştı. Bu durumda boyun eğen insan soyunun mu, yoksa başkaldıran martıların mı daha akıllı olduğu sorusu sorulmalı, değil mi?”
Sanıldığının aksine diktatörlük baskıyla değil, seçim ve demokrasi ile gelir görüşüne tam bir örnek kitap.
Herkes okumalı…